URL başarıyla kopyalandı!

https://webratik.com/

Önüne geleni kapar, ardına geleni teper atasözünün anlamı nedir?

Önüne geleni kapar, ardına geleni teper atasözünün anlamı nedir?

"Önüne geleni kapar, ardına geleni teper" atasözü, arsız, huysuz ve geçimsiz karaktere sahip kimseler için kullanılan bir deyimdir. Bu atasözü; bencil, doyumsuz ve düşüncesiz davranan kişilerin özelliklerini dile getirmektedir. Söylem, toplum tarafından hoş karşılanmayan, uyumsuz kişilik yapısını etkili bir şekilde ifade eder.

Bu makalede, atasözünün iç yapısını, tarihsel gelişimini, manevi ve ahlaki boyutlarını ele alarak, günlük yaşantımızda nasıl kullanıldığını detaylandıracağız. Ayrıca, bu atasözünün TDK’deki anlamına değinip diğer benzer atasözleriyle karşılaştırmalar yapacağız.

Atasözünün Anlamı ve Kökeni

"Önüne geleni kapar, ardına geleni teper" atasözü, açgözlü ve bencil kişilerin karakteristik özelliklerine gönderme yapar. Böyle kişiler, ellerine geçeni hemen sahiplenmeye çalışır, ancak çevrelerindeki kişilere saygı göstermeyip onları dışlar veya olumsuz bir şekilde davranırlar. Bu atasözü, bu tür kişilik özelliklerinin toplumdaki olumsuz etkisini vurgular.

Atasözünün kökeni, eski Türk toplumlarının sosyal yaşamı ve komşuluk ilişkilerine dayanır. Toplumda birlik, dayanışma ve karşılıklı saygı gibi değerlerin önemsendiği bu dönemlerde, açgözlü, uyumsuz ve bencil davranışlar toplumun hoşuna gitmezdi. Bu nedenle, uyumsuz kişilerle ilgili bu tarz atasözleri, sosyal dengeyi koruma amacıyla ortaya çıkmış olabilir.

Atasözünün İç Yapısı ve Anlamı

Atasözünde yer alan iki temel ifade, “önüne geleni kapmak” ve “ardına geleni tepmek”, doyumsuz ve aldırmaz karakter yapısının ayrıntılı bir yansımasıdır:

  • Önüne Geleni Kapmak: Açgözlülüğü ve bencilliği ifade eder. Bu ifade, kişilerin kendileri için fayda sağlayacak şeyleri hemen sahiplenmelerini anlatır. Böyle kişiler, başkalarının hakkını ya da duygularını düşünmeksizin kendilerine odaklanırlar.

  • Ardına Geleni Tepmek: Saygısızlık ve düşüncesizliği ifade eder. Bu deyim, bu tür kişilerin kendilerinden sonra gelenleri umursamayıp dışladığını ya da onları hor gördüğünü anlatır.

Bu iki ifade, bir araya geldiğinde, bencil ve huysuz bir karakterin toplum içindeki uyumsuz davranışlarını etkili bir şekilde özetler.

Atasözünün Tarihsel Süreci

Türk toplumunda, sosyal değerler, komşuluk ilişkileri ve bireyler arası dayanışma her daim önem taşımıştır. Bu yüzden, “önüne geleni kapar, ardına geleni teper” gibi atasözleri, toplumda hoş karşılanmayan özellikleri tanımlamak için kullanılagelmiştir. Özellikle köy yaşamında komşuluk ilişkilerinin güçlü olduğu dönemlerde, açgözlü ve uyumsuz davranışlar toplumsal düzeni bozacak nitelikte görülürdü. Bu atasözü, işte bu bağlamda sosyal uyumu bozacak kişilik özelliklerine tepki olarak türemiştir.

Atasözünün Dini ve Manevi Yönü

Dinî öğretilerde bencillik, açgözlülük ve uyumsuzluk gibi özellikler olumsuz karşılanır. İslam dininde yardımlaşma, paylaşma ve tevazu gibi erdemli davranışlar öne çıkar. “Önüne geleni kapar, ardına geleni teper” atasözünün ima ettiği kişiler, bu değerlerin tam zıttı bir yaşam tarzını benimsediği için dini ve ahlaki açıdan eleştirilebilir.

Günlük Hayatta "Önüne Geleni Kapar, Ardına Geleni Teper" Atasözünün Kullanımı

Günlük dilde, açgözlü, arsız ve uyumsuz davranışlar sergileyen kişilere yönelik eleştirilerde bu atasözü sıklıkla kullanılır. Özellikle toplum içinde uyumsuz davranış sergileyen, kendini düşünen ve başkalarına karşı saygısızca davranan kişiler bu deyimle tarif edilir. Örneğin:

  • "Ahmet, iş yerine her gelen projeyi kendi üstüne alıyor ama başkalarına hiç destek vermiyor. Tam 'önüne geleni kapar, ardına geleni teper' türünde bir adam."
  • "Komşumuz ne zaman bir şey istese koşarız ama o, ihtiyacımız olduğunda hiç yardım etmiyor; önüne geleni kapar, ardına geleni teper."


Bu kullanım, atasözünün açgözlülük ve uyumsuzluğu eleştiren anlamını günlük hayatımıza taşır.

Atasözünün Manevi ve Ahlaki Yönleri

“Önüne geleni kapar, ardına geleni teper” atasözü, toplumdaki dayanışma, yardımseverlik ve paylaşma gibi değerlerin önemine vurgu yapar. Ahlaki olarak, bu atasözü bencilce davranmanın, açgözlülüğün ve saygısızlığın toplum tarafından kabul görmeyen tutumlar olduğunu gösterir. İnsanlar arasındaki sağlıklı ilişkilerde, karşılıklı saygı ve yardımlaşma esastır; bu tür davranışlar, toplum içinde uyumu ve dayanışmayı artırır.

TDK’de "Önüne Geleni Kapar, Ardına Geleni Teper" Atasözünün Anlamı

Türk Dil Kurumu’na göre, “Önüne geleni kapar, ardına geleni teper”, arsız, huysuz ve geçimsiz kimseler için kullanılan bir deyim olarak tanımlanmaktadır. Bu deyim, toplumsal uyumu bozacak nitelikte davranış sergileyen kişileri işaret etmek için kullanılır.

"Önüne Geleni Kapar, Ardına Geleni Teper" Atasözünün Diğer Dillerdeki Karşılıkları

Bu atasözünün tam bir çevirisi diğer dillerde bulunmasa da, anlam olarak benzer ifadeler mevcut olabilir. Ancak bazı dillerde bencillik ve uyumsuzluğu anlatan deyimlere örnekler verilebilir:

  • İngilizce: “Takes everything in front and kicks everything behind.”
  • Almanca: “Alles vor sich greift und alles hinter sich tritt.”
  • Arapça: “يأخذ كل شيء أمامه ويركل كل شيء خلفه”


Bu deyimler, dilde tam anlamıyla bulunmasa da anlamı karşılayacak şekilde uyarlanabilir.

Benzer Atasözleri

"Önüne geleni kapar, ardına geleni teper" atasözü ile benzer anlam taşıyan diğer atasözleri şunlardır:

  • "Gözü doymak bilmez." – Açgözlü kişiler için söylenir.
  • "Düşenin dostu olmaz." – İnsanların zayıf ve yardıma muhtaç olanlara sıklıkla sırt çevirmesi üzerine.
  • "Kendi düşen ağlamaz." – İnsanların kendi tercihleri sonucunda yaşadığı zorluklara katlanması gerektiği anlamında kullanılır.

"Önüne geleni kapar, ardına geleni teper" atasözü, toplum içinde kabul görmeyen açgözlülük, bencillik ve uyumsuzluk gibi karakter özelliklerini eleştiren bir ifadedir. Tarihsel kökeni toplumsal değerler ve komşuluk ilişkilerine dayanan bu deyim, kişisel çıkar peşinde koşan, ancak diğer insanları umursamayan bireylerin toplum içinde uyandırdığı olumsuz algıya işaret eder. Ahlaki ve manevi boyutlarıyla toplumun temel değerlerini ihlal eden bu tür tutumlar, atasözünün sosyal düzeydeki eleştirisini doğrular.

04.11.2024