URL başarıyla kopyalandı!

https://webratik.com/

Arz-ı mevud Kur'an'da geçiyor mu?

Arz-ı mevud Kur'an'da geçiyor mu?

Arz-ı Mevud kavramı Kur’an-ı Kerim’de dolaylı olarak yer almaktadır. Kur'an'da Yahudilere belirli bir toprak parçasının vaat edildiğine dair bazı ayetler bulunur. Ancak Kur'an’da bu vaat, Yahudi kutsal kitaplarında geçtiği şekliyle geniş bir coğrafyayı (Nil’den Fırat’a kadar) kapsayan bir sınır tanımı ile verilmemiştir.

Aşağıda, Arz-ı Mevud’u çağrıştıran bazı ayetler ve bu ayetlerin yorumlarına yer verilecektir.

İsra Suresi 104. Ayet

Kur’an’da, İsrailoğulları’na bir toprak vaat edildiği konusu İsra Suresi 104. ayetinde şu şekilde geçer:

"Ve o (Firavun’un) ardından İsrailoğulları’na, 'Yeryüzünde (bu topraklara) yerleşin. Ahiret vaadi geldiğinde, hepinizi bir araya getireceğiz' dedik."

Bu ayette, Allah’ın İsrailoğullarını bir süre için belirli bir toprakta yaşamaları amacıyla yerleştirdiğine dair bir ifade yer almaktadır. Ancak bu ayet Arz-ı Mevud’un geniş sınırlarına dair bir bilgi vermez. Burada ifade edilen, belirli bir bölgeye yerleşme hakkı olarak kabul edilebilir.

Maide Suresi 21. Ayet

Maide Suresi 21. ayetinde, Hz. Musa’nın İsrailoğulları’na seslenişi şu şekilde anlatılır:

"Ey kavmim! Allah’ın sizin için yazdığı kutsal yere (toprağa) girin ve arkanıza dönmeyin, yoksa kaybedenlerden olursunuz."

Bu ayette Hz. Musa, İsrailoğullarına vaat edilmiş olan “kutsal bir yer”den söz eder. Buradaki ifade, İsrailoğullarına Tanrı tarafından belirli bir toprak parçasının kutsal olarak verildiğine işaret eder, ancak coğrafi sınırlar veya tam bir bölge tanımlaması içermez.

Araf Suresi 137. Ayet

Ayrıca, Araf Suresi 137. ayetinde de İsrailoğullarına “mübarek kılınmış topraklar”dan söz edilir:

"Ve doğuda ve batıda bereketli kıldığımız topraklara (İsrailoğulları’nı) mirasçı kıldık."

Bu ayette, İsrailoğullarının “bereketli kılınmış” topraklara mirasçı kılındığı ifade edilmektedir. Bu ayetin yorumlarında, Yahudilere bir dönem için Filistin ve çevresinin verildiği anlamı çıkarılabilir. Ancak yine burada da geniş kapsamlı bir Arz-ı Mevud coğrafyasından bahsedilmez.

Arz-ı Mevud'un Kur’an’daki Yeri

Kur'an-ı Kerim'deki bu ifadeler, Yahudilere tarihin belirli dönemlerinde kutsal topraklarda yaşama hakkı verildiği yönünde yorumlanmıştır. Ancak Kur’an’da, Yahudi kutsal kitaplarında olduğu gibi, Nil’den Fırat’a kadar geniş toprakların Yahudilere ebediyen verildiği şeklinde bir vaat yoktur. Bunun yerine, Yahudilerin belirli bir toprakta yaşamasına izin verildiği ve kendilerine bu bölgenin geçici olarak tahsis edildiği ifade edilmektedir.

Kur’an’ın genel yapısı göz önüne alındığında, Arz-ı Mevud’un bir vaat olarak ebedi bir hak şeklinde değil, dönemsel ve şartlı bir ikamet hakkı olarak değerlendirildiği anlaşılmaktadır. Yani, Yahudilere verilen toprak, onların Tanrı'ya sadakat gösterip emirlerine uymaları şartına bağlanmıştır.

Kur’an’da Arz-ı Mevud’a işaret eden bazı ayetler bulunsa da, bu toprakların geniş sınırlarını detaylandıran veya Yahudilere sonsuz bir hak tanıyan bir ifade bulunmamaktadır. Kur’an’da, İsrailoğullarına kutsal sayılan topraklarda yaşam hakkı verildiği anlatılmakta; ancak bu vaat, Yahudi kutsal kitaplarında geçtiği şekliyle detaylandırılmamaktadır.

03.11.2024