Sûretâ ne demek? Sûretâ kelimesinin anlamı nedir?
Sûretâ, Arapça kökenli bir zarf olup, dış görünüşe göre ya da görünüşte anlamına gelir. Türkçede daha çok "görünüşte" veya "yalandan" anlamında kullanılır. Bu yazıda sûretâ kelimesinin anlamı, tarihsel kullanımları ve dildeki yeri üzerine detaylı bir inceleme sunulacaktır.
Sûretâ’nın Anlamı ve Kökeni
Sûretâ, Arapça "ṣūret" (görünüş) kelimesinin tenvinli hali olan "ṣūreten" (şeklinde) kelimesinden türetilmiştir. Bu kelime, zamanla Türkçeye geçmiş ve "dış görünüş" veya "görünüşe göre" anlamlarında kullanılmaya başlanmıştır. Türk dilinde özellikle Osmanlı döneminde edebi eserlerde sıkça yer almıştır.
Sûretâ’nın Kökeni
Sûretâ, Arapça kökenli bir kelime olup, kök anlamı "görünüş" ve "şekil"dir. "Sûret", dış görünüşü, yüzeysel ya da dışsal olanı ifade eder. Bu kavram, Arapçadan Osmanlı Türkçesine geçerken hem edebi hem de günlük dilde kendine yer bulmuştur.
Sûretâ’nın Anlamı
Sûretâ kelimesi, genellikle iki farklı anlamda kullanılır:
-
Dış görünüşe göre, görünüşte, zâhiren: Bu kullanımda sûretâ, bir şeyin yüzeysel olarak nasıl göründüğünü ifade eder. Gerçek anlam ya da niyet, bu görünüşün altında olabilir.
Örnek:
Sûretâ gerçi Muhammed son idi / İlle ma’nâda kamudan ön idi
(Süleyman Çelebi)- Burada Süleyman Çelebi, sûretâ Hz. Muhammed'in zaman olarak son peygamber olduğunu ancak manevi anlamda herkesten önce geldiğini ifade ediyor.
-
Yalandan, ... gibi görünerek: Bu anlamda sûretâ, bir şeyin sahte ya da yapmacık olduğunu belirtmek için kullanılır. Görünüş, gerçekte olanı yansıtmaz.
Örnek:
Sûretâ katreyiz ammâ ki mey-i vahdetten / Rûhiyâ şevka gelip bahr-sıfat cûş ettik
(Rûhî-i Bağdâdî)- Burada şair, sûretâ küçük bir damla olduklarını, ancak birlik şarabından coşarak deniz gibi büyüdüklerini ifade ediyor.
Sûretâ’nın Osmanlı Edebiyatındaki Yeri
Osmanlı dönemi edebiyatında sûretâ kelimesi, hem şiirlerde hem de nesirlerde sıkça kullanılmıştır. Bu dönemde sûretâ, bir şeyin görünen yüzünü vurgulamak için kullanılan yaygın bir zarftı. Özellikle tasavvufi metinlerde, sûretâ ve "ma'nâ" (anlam) kavramlarının zıtlığı, sıkça işlenen bir temadır. Tasavvuf literatüründe sûretâ, maddi ya da yüzeysel olanı temsil ederken, "ma'nâ" daha derin, manevi anlamı ifade eder.
Sûretâ’nın Örnek Kullanımları
- Kâtip Çelebi:
Uzaktan sûretâ er gibi görünüp erkekler kadar savaş ederler idi.
- Burada sûretâ, kadınların dışarıdan bakıldığında erkek gibi savaşçı göründüklerini ifade etmek için kullanılmıştır.
- Burada sûretâ, kadınların dışarıdan bakıldığında erkek gibi savaşçı göründüklerini ifade etmek için kullanılmıştır.
- Safiye Erol:
Sizin itâatinize girsek Nemseli bizi elde kalan kalelerimizden atıp kendi sûretâ muhâfız girer, bir daha çıkarabilirsen aşk olsun.
- Burada sûretâ, sahte ya da yalandan bir muhafız gibi görünmeyi ifade ediyor.
TDK’ya Göre Sûretâ’nın Tanımı
Türk Dil Kurumu (TDK), sûretâ kelimesini şu şekilde tanımlar:
- Dış görünüşe göre, görünüşte, zâhiren: Bir şeyin sadece dışarıdan görünen yüzeysel hali.
- ... gibi görünerek, yalandan: Gerçek niyet ya da içsel anlamı gizleyip sadece dışarıya bir görüntü vermek.
Bu iki tanım, sûretâ kelimesinin kullanımındaki zenginliği ve farklı anlam katmanlarını ortaya koymaktadır.
Sûretâ’nın Diğer Dillerdeki Karşılıkları
Sûretâ kelimesinin tam karşılığı her dilde bulunmayabilir, ancak aşağıdaki dillerde benzer anlamlar taşıyan ifadeler mevcuttur:
- İngilizcesi: Ostensibly, outwardly
- Almancası: Scheinbar, äußerlich
- İspanyolcası: Aparentemente, exteriormente
- Arapçası: ظاهريًا (Zahiran), شكليًا (Şakliyyan)
- Rusçası: Внешне (Vneshne), По виду (Po vidu)
- İtalyancası: Apparentemente, esteriormente
- Flemenkçesi: Ogenschijnlijk, uiterlijk
- Çincesi: 表面上 (Biǎomi n sh ng)
Sûretâ İle İlgili Örnek Cümleler
- Sûretâ dostça davranıyordu, ama içten içe öfkesini saklıyordu.
- Görünüşte sûretâ bir lider gibi gözükse de, arkasında başka planlar yapıyordu.
Sûretâ, dış görünüşte ya da yalandan bir durumu ifade eden, kökeni Arapçaya dayanan bir zarftır. Osmanlı döneminde ve sonrasında edebi eserlerde sıkça kullanılan bu kelime, hem yüzeysel hem de içsel anlamlar arasındaki ayrımı vurgulamak için önemli bir araç olmuştur. Hem edebi hem de günlük dilde kullanılan sûretâ, dış görünüş ile gerçek anlamın birbirinden farklı olabileceğini anlatan etkili bir sözcüktür.